Acı Ninni Şiir İncelemesi
cibâli uyanmasın evliya gibi uyuyor
bir yudum zehir gibi selim
kaptan’ın uykusu
biletçi şerif ali kontrol şevket’i
dövüyor
cibâli’nin uykusunu devler bekliyor
istanbul bekliyor
Şiirin
Biçim Yönünden İncelenmesi
Şiirin nazım birimi: Şiirin tamamı 5 bentten oluşmuştur. Her bentteki dize sayısı farklıdır. Şair, bent sistemini şiirin içeriğine bağlı olarak kurgulamıştır.
Şiirin ölçüsü: Şiirde “serbest ölçü” kullanmıştır.
Şiirin
Ahenk Unsurları
Şair, şiirini ahenkli
kılabilmek için alışılagelmiş kuralların dışına çıkarak farklı yollara
başvurmuştur. Bunun için düzensiz uyaklara ve rediflere, kelime tekrarlarına yer
vermiştir.
Şiirde ahengi sağlayan
bir başka unsur da ses tekrarlarıdır. Şiirde geçen “dudakları kilitli kirpikleri dolaşık” dizesinde “k” ünsüzü sık
kullanılarak aliterasyon; “sen uyu uyusun
bulutlar uyanmasın” dizesinde “u” harfi kullanılarak asonans yapılmıştır.
Şiirde bu tür dizelere sıkça rastlanmaktadır.
Şiir boyunca “uyusun, uyanmasın” kelimeleri tekrar
edilerek şiirde hem ahenk güçlendirilmiş, hem de anlam bütünlüğü sağlanmıştır.
Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi
Açıklama - Yorum
Attila İlhan’ın,
“Yağmur Kaçağı” adlı kitabından alınan şiir, toplumsal gerçekçi bir bakış
açısıyla “toplumun tepkisizliği” teması üzerine kurulmuştur.
Şair, İstanbul’daki
bazı semtlere ve bazı mesleklerde çalışan insanlara sesleniyor, çalışan
insanların yaşam tarzından kesitler sunuyor. Bu semtlerden bazıları
“Karagümrük, Cibali, Beykoz, Kadıköy” gibi İstanbul’un bilinen semtleridir.
Çalışanlardan bazılarıysa “Selim Kaptan, Dalgıç İzzet, Biletçi Şerif Ali,
Kontrol Şevket, Marangoz Serkis” gibi halktan kişilerdir. Kişilerin
meslekleriyle birlikte isimlerinin de belirtilmesi şiire daha gerçekçi bir
anlam kazandırıyor.
Şair, asklında sadece
İstanbul’a değil tüm yurda ve tüm çalışanlara seslenmektedir. Şiir boyunca
geçen “uyusun, uyanmasın” kelimeleri toplumun tepkisizliğini dile
getirmektedir. Şiirde geçen “camlar buğulanmasın” sözünden “hiçbir şey
değişmesin, her şey aynen devam etsin” anlamı çıkmaktadır. Eğer çalışanların bu
tepkisizliği devam ederse hiçbir şey değişmeyecek, çalışanlar sömürülmeye devam
edecektir. Şair ise çalışanlardan yanadır. Onların ne zorluklara katlandığını
bilmekte, emeklerinin karşılığını alabilmeleri için uyanmaları ve haklarını
aramaları gerektiğine inanmaktadır.
Şiirde geçen “evliya
gibi uyuyor” sözü, özellikle seçilmiştir. Yüzyıllarca cahil bırakılmış, ihmal
edilmiş, sömürülmüş ve korkuyla yönetilmiş halk, aynı şekilde yaşamını
sürdürmektedir. Bu uyku tüm yurdu kaplamış, her köşesine sinmiştir.
Şiirde
karamsarlık havası sezilmektedir. Ancak şairin umudu her şeye rağmen tamamen
yok olmamıştır, “ümidler” bir hazine
gibi saklanmaktadır.
Şiirde Kullanılan İmgeler
“camlar
buğulanmasın”, “evliya gibi uyuyor”, “kuytulara sokulmuş yummuş gözlerini”,
“dudakları kilitli kirpikleri dolaşık”, “uykusunun içinde bir çığlık
dağılıyor”, “gözbebekleri kirli gölgeleri sırnaşık”, “cibâli korkuyor uykusu
bölünmesin”, “haliç buğulanmasın”, “bir yudum zehir gibi selim kaptan’ın
uykusu”, “gemi demir tarıyor”, “dalgıç izzet rüyasının dibine inmiş”, “yirmi
beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor”, “izzet’in gözlerini balıklar yemiş”,
“kalbim buğulanmasın”, “şevket’in sol kaşından mürekkep akıyor”, “benim ellerim
şoför”, “cibâli yorgun bir mahkûm gibi gölgeli”, “cibâli’nin uykusunu devler
bekliyor” , “büyük ocaklar gibi harıl harıl uyuyorlar”, “bir orman heybetiyle
karanlıkta büyüyorlar”, “rüzgârın gizli seslerini duyuyorlar”, “rüyalarına kırk
haramiler giriyor”, “bulutlar dilim dilim yüreklerini yarıyor”, “ümidlerini bir
hazine gibi saklıyorlar”
Şiirdeki
Kişileştirmeler
“uyusun ay büyüsün”, “uyusun bulutlar uyanmasın”, “ışıklar uyanmasın”, “gemiler uyanmasın”, “İstanbul uyusun”, “karagümrük uyusun”, “fâtih uyusun”, “cibâli uyanmasın”, “pencereler gözlerini yumuyorlar”, “garajlar uyanmasın”, “istanbul bekliyor”
Dil ve Anlatım
Şiirde oldukça sade, yalın ve akıcı bir Türkçe kullanılmıştır. Şiirde “gemiler uyanmasın haliç buğulanmasın”, “yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor” gibi alışılagelmişin dışında bazı ifadeler dikkat çekmektedir.
Şairin, belirlenmiş yazım kurallarına ve noktalama işaretlerine uymadığı görülür. Noktalama işareti olarak; “beykoz’u”, “haliç’te”, “cibali’nin” gibi özel isimleri kesme işaretiyle ayırmış, bunun dışında hiçbir noktalama işareti kullanmamıştır.
Şair, şiir boyunca hiç büyük harf kullanmamıştır. Şairin bu tutumu ile ilgili bir açıklaması olmamasına rağmen Divan Edebiyatının etkisiyle bu yola başvurduğunu ya da “özgünlük adına yapmış olabileceğini varsayabiliriz.
Şiirin tamamı şairin iç konuşmalarından oluşmaktadır. Şair, anlatımında gösterme, hareket ögesi, betimleme tekniklerden yararlanmıştır.
Şiirin bazı dizelerinde açık iletiler (biletçi şerif ali kontrol şevket’i dövüyor / gözlüklerini kırıyor bir kaşını yarıyor / arabayı yağmurun altından çekmeli), bazı dizelerinde ise örtük iletiler (pencereler gözlerini yumuyorlar / yirmi beş kulaçtan bir somun ekmek çıkarıyor / büyük ocaklar gibi harıl harıl uyuyorlar) kullandığı görülür.
Şiirde toplumsal bir konu realist bir yaklaşımla işlenmiştir. Ancak şair, duygularını anlatırken lirik bir üslup kullanmıştır. Lirizm, Attila İlhan’ın şiirlerinde temel unsurlardan biridir.
Genel Değerlendirme
Şair, yaşadığı dönemin sosyal bir sorununu “toplumsal gerçekçi” bir bakış açısıyla dile getirmiştir. Şair, duygu ve düşüncelerini farklı bir üslup ve farklı imgelerle dile getiriyor. Şairin kendine özgü buluşları şiire ayrı bir özellik kazandırıyor. Türk edebiyatında istisna bir yere sahip olan şiir, içimizdeki duyguları coşturacak niteliktedir.