Dadaloğlu Koşma İncelemesi
Belimizde kılıcımız kirmani
Dadaloğlu’m bir gün kavga kurulur
Dadaloğlu
Nazım
biçimi: koşma
Nazım
türü: koçaklama
Nazım
birimi: dörtlük
Ölçüsü:
11’li hece ölçüsü
Uyak
şeması: “abcb dddb eeeb”
Şiirin
Ahenk Unsurları (Uyak ve Redifler)
--- iller bizimdir
--- dağlar bizimdir
--- kirmani
--- kurulur
Şiirin
teması: başkaldırı (isyan)
Şiirin
İçerik Yönünden İncelenmesi (Açıklama – Yorum)
Dadaloğlu, yaşadığı
yeri ve yaşam biçimini seven, bağlı olduğu aşiretin duygularını dile getiren
bir şairdir. Osmanlı devletinin Avşar boyunu yerleşik hayata geçirme
çalışmalarına karşı çıkar. Göçebe hayatını savunan şairin şiirlerinin pek çoğu
bu nedenle kavga içeriklidir.
“Kalktı göç eyledi Avşar elleri” dizesiyle başlayan şiir, Avşar
boyunun devlete karşı başlattığı isyanın izlerini taşımaktadır. Şair, sahip
olduklarından vazgeçmemek konusunda kararlıdır ve bunu dile getirirken “bizimdir” sözünü kullanır. Şiirde geçen
“bizim” sahip olduklarını, “dir” eki ise kararlığını dile getirir.
Şair, iller dediği
aşiretleri sahiplendiği gibi “yüce dağdan
aşan yolları” ve “dağları” hem
fiziksel ham de simgesel anlamda sahiplenmektedir.
Bu şiir göçebe yaşamdan
geriye kalan bir miras niteliği de taşımaktadır. Şiirde görülen başkaldırının
arka planını kimlik kaybına, benlik algısına ve bozulmaya karşı direniş oluşturmaktadır.
Bu dönüşüm sürecinde göçebe toplulukların, başkaldırısına sözcülük eden
Dadaloğlu, adeta başkaldırının simgesi durumuna gelmiştir.
Devletler kontrolü daha
kolay olduğu için yerleşik nüfusu tercih eder. Eğitim, vergi, askerlik, nüfus
sayımı gibi konularda göçebe topluluklarda kontrol ve yönlendirme oldukça
zordur. Bu nedenle pek çok ülkede devlet, yerleşik düzene geçilmesi için
zorlamada bulunmuştur. Osmanlı devleti
son döneminde Toros dağlarında yaşayan göçebe halkı yerleşik hayata geçirmek
için çalışmalar yapar. Dağlarda hayvancılık yapan aşiretlere Çukurova’dan yer
gösterir. Dağlarda yaşamaya, göçebe hayata alışmış bu insanlar köylere yerleşip
toprakla uğraşmaya yanaşmaz. Bu topluluklardan biri olan Avşar aşireti de bir
süreliğine Çukurova’ya yerleşir ancak uyum sağlayamaz ve tekrar göçebe hayata
döner. Şair, bir daha yerleşik hayata tekrar dönmeyeceklerini ve bu konuda
direneceklerini “Hakkımızda devlet etmiş
fermanı / Ferman padişahın dağlar bizimdir” dizeleriyle ifade eder.
Dadaloğlu’nun bu şiiri
Osmanlı döneminde, yerleşik düzene geçişle, göçebe hayat arasındaki çelişkiyi
en iyi vurgulayan bir belge niteliği de taşımaktadır.
Şiirin
Dil ve Anlatımı
Şiirin dili sade, anlatımı
açık, yalın ve akıcıdır. Şiirde bazı
yöresel söyleyişler ve deyimler dikkat çeker; “göç eyledi”, “yakın eder ırağı”, “devlet etmiş fermanı”, “yere
serilir” gibi.
Şiirde “kirmani, temren, hakkımızda, ferman”
gibi dilimize girmiş Arapça ve Farsça kelimelere de rastlanır ancak bunların
sayısı oldukça azdır.
Dadaloğlu’nu dil ve
anlatım bakımından diğer ozanlardan ayıran özellik yaşam tarzı nedeniyle
şiirlerinde “kavga (savaş)” temasının bu denli yoğun olmasıdır. Hemen herkes
tarafından bilinen “Ferman padişahın
dağlar bizimdir” dizesi adeta atasözü niteliğinde, Türkçeye yerleşmiş bir
deyiştir.
Şiirde konuya uygun
olarak meydan okuma havası yansıtan kelime ve deyimler kullanılmıştır, coşkulu
bir söyleyişi vardır.
Şair
Hakkında – Dadaloğlu
Dadaloğlu, Oğuzların
Avşar boyuna mensup bir halk şairidir. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemekle
beraber, araştırmacılarının büyük bir kısmının tahminine göre 18.yüzyılın son
yarısıdır. Şairin asıl adı Veli’dir. Öğrenimi hakkında elimizde bilgi
olmamasına rağmen, babasının şair olması onun okumuş olma ihtimalini
güçlendirmektedir.
Dadaloğlu’nun bilinen
yüz otuz kadar şiiri vardır. Bunların büyük bir kısmı Avşarlardan yapılan
derlemelerle ortaya çıkmıştır. Çok az bir kısmı da yazılı kaynaklardan (cönk)
bulunmuştur.
Dadaloğlu’nun
şiirlerini üç kısımda incelemek mümkündür: bunlardan birincisi “kavga, kahramanlık
iskân” ile ilgili şiirler, İkincisi yurt ve doğa güzellemeleri, üçüncüsü ise
sevda şiirleridir.
Dadaloğlu’nun
şiirlerinde atasözleri, deyim ve özdeyiş değerindeki sözlerin ayrı bir yeri
vardır. Şiirleri içinde karşılıklı konuşma havası içinde söylenenler de vardır.
Dadaloğlu şiirlerini
koşma, semai, varsağı, destan gibi halk edebiyatı nazım şekilleriyle ve hece
ölçüsüyle söylemiştir.
Dadaloğlu’nun doğumu
gibi ölümü de bilinmezlerle doludur. Ancak en yaygın olanı 19.yüzyılın ikinci
yarısında olduğu yönündedir.
Dadaloğlu, göçer
Türkmen toplulukları arasında yetişmiş, çağına damgasını vurmuş, içinde
yaşadığı toplumun sözcüsü olmuş, göçebe yaşamın doğal söyleyiş biçimiyle
lirizmi yakalamış, kendinden sonra gelen âşıkları da etkilemeyi başarmış bir
saz şairidir.