Ferhunde Kalfa Öykü İncelemesi
Öykü Hakkında
“Ferhunde Kalfa” adlı hikâye, edebiyatımızın önemli yazarlarından
biri olan Halit Ziya Uşaklıgil’e aittir. Hikâye, yazarın 1900 yılında
yayınlanan “Bir Yazın Tarihi” adlı
kitabında yer alır. Kitap, 1941 yılında yazar tarafından sadeleştirilerek
tekrar yayınlandı.
Hikâyenin
Özeti
Ferhunde, varlıklı bir
ailenin yanına verilmiş, evin küçük hanımı Hesna ile birlikte büyümüş olmanın kendisi
için bir ayrıcalık olduğunu düşünen genç bir kızdır. Tek hayali günün birinde
evlenip kendi yuvasını kurmaktır.
Hesna büyüdükçe, eve
görücüler gidip gelmeye başlar. Sonunda Hesna, taliplerinden birini kabul eder
ve evlenir. Bir oğlu olur, adını Sabit koyarlar. Hesna’nın oğlu da büyüyüp
evlenir. Bu arada Ferhunde, hâlâ evlilik hayalleri kurmaktadır.
Sonunda Ferhunde yaşlanır
ve kendisini uzun süreden beri isteyen Sabit’in lalasıyla evlenmeye razı olur.
Mekân
Öyküde mekânlara fazla
önem verilmemiştir. Olaylar genellikle konakta geçer.
Zaman
Öyküde zaman geniş
tutulmuştur. Öyle ki yazar hikâyeye nerdeyse Ferhunde’nin tüm hayatını
sığdırmıştır.
Ferhunde’nin çocuk
yaşta varlıklı bir ailenin yanına verilmesi, evlenme çağına gelmesi, yaşlanması
ve evlenmesi. Tüm bu zaman süresi hikâyenin içinde yer almıştır. Hikâyenin
kesin bir tarih verilmemekle birlikte Osmanlı döneminde geçtiği anlaşılıyor.
Kişiler
Ferhunde,
içine dönük hassas bir kızdır. Kısa siyah saçları, yumukça küçük siyah gözleri,
geniş omuzları altında gittikçe darlaşan gövdesiyle hoş bir endamı vardı. Kırık
bir aynadan kendine bakar. Kendi güzelliğine güvenir ve kendini sık sık küçük
hanımla kıyaslar. Küçük hanımda kıskandığı tek şey onun sarı saçlarıdır. Tüm
hayali mutlu bir evlilik yapabilmektir.
Hesna,
evin küçük hanımıdır. İyi yetişmiş, güzel, sarı saçlı, iyi giyinen, kibar bir
hanımdır.
Hikâyenin diğer
kahramanları; evin efendisi, Hesna’nın oğlu Sabit ve Sabit’in lalasıdır. Hikâyede
diğer kahramanlarla ilgili ayrıntı verilmiyor.
Yazarın
Bakış Açısı
Yazarın her şeyi gören
ve bilen bir bakış açısı vardır. Yani hikâye ilahi bakış açısıyla yazılmıştır.
Hikâyenin
Konusu ve İletisi
Hikâyede, bir konakta
evin kızı ile birlikte büyüyen Ferhunde’nin hüzünlü hikâyesi anlatılır.
Ferhunde evin kızı gibidir ama evin kızı değildir. Evin kızına ne alınırsa ona
da benzer şeyler alınır. Ferhunde bu durumu kabullenir, hatta ilk başlarda
durumundan memnundur.
Ferhunde, güzelliğine
de güvenmektedir. Kendisini küçük hanımla kıyasladığında onun kadar olmasa da
ona yakın bir güzelliği olduğuna inanır.
Küçük hanım evlilik
hazırlıklarına başlar. Ferhunde, umut doludur. Sıranın kendisine geleceğini
düşünür. Küçük hanım evlendikten sonra Ferhunde için bekleme devresi başlar.
Zaman uzadıkça umudun yerini çaresiz bir bekleyiş alır.
Küçük hanımın bir
oğlunun olması onu tekrar umutlandırır ama zaman ilerledikçe Ferhunde tüm umutlarını
kaybeder ve her şeyi oluruna bırakır.
Ferhunde, hayatı
boyunca kendine ait olmayan bir hayatı yaşamak zorunda kalmış, bu konuda en
ufak bir şikâyette bulunmamıştır. Tek arzusu mutlu bir yuva kurmak olan Ferhunde,
istemediği bir evliliği kabul etmek zorunda kalmıştır.
Hikâyenin konusu;
Ferhunde’nin yaşadığı hayal kırıklıklarıdır.
Genel Değerlendirme
Yazarın yaşadığı dönemde bu tip trajik olayların sayısı oldukça fazladır. Kendi hayatını yaşayamayan nice kadından biridir Ferhunde. Yazarın başarısı ise sıradan görünen bir hayatı, bir kuyumcu titizliğiyle işlemesidir.