Takvimdeki Deniz Şiir İncelemesi
Takvimdeki Deniz
Şiirin
Biçim Yönünden İncelenmesi
Şiirin
ölçüsü: 7’li hece ölçüsüdür.
Nazım
birimi: Şiir bölümlere ayrılmamış, tek bölüm olarak
yazılmıştır. Bazı dizelerde anlam tamamlanmayıp diğer dizelerde devam etmiştir.
Uyak
şeması: “aa bb cc dd ee …” şeklinde devam eder.
Uyak
ve Redifler
---denizlerin
---bucaksız
---takvim
---deniz
---boşlukta
---gemi
---deryalarda
---çeldi
---kendimden
---sandım
---yosun
---tasam
---hasret dedim
---geze geze
---oldu
---meltem
---kâğıtlar
---yolculuk
---beniz
---küskün
---dizilmiş
---sinsi sinsi
---hafifler
---güne kadar
---dirilir
---gibi
---döşemenin
---o an
---karmakarışık
---taraktan
---geri geri
---içinden
---anam
---serde
---yangından
---süzgün süzgün
---hafiflettim
Şiirdeki
Diğer Ahenk Unsurları
Şiirde uyak ve
rediflerin dışında başka ahenk unsurları da kullanılmıştır. Bunların başında
kelime ve ses tekrarları gelmektedir. Şiir boyunca “deniz” ve “bir” kelimeleri tekrar
edilerek hem ahenk kuvvetlendirilmiş hem de anlamda bütünlük sağlanmıştır.
Şiirde “r, z, n”
ünsüzlerinin sık kullanılmasıyla aliterasyon; “e, i, a” ünlülerinin sık
kullanımıyla asonans yapılmıştır. Böylece iç ahenk sağlanmıştır. Ayrıca “geze geze, sinsi sinsi, geri geri, süzgün
süzgün” gibi ikilemelerle ahengin gücü
arttırılmıştır.
Şiirin
teması: ölüme duyulan özlemdir. Şair, her ne kadar ölümü
özlese de karmaşık duygular içindedir. Ölüm onun için bir yok oluş değil
sonsuzluk ve hafiflemedir. Ancak yine de çıkacağı bu yolculuk onu
ürpertmektedir. Bu nedenle denizle ölüm arasında bir benzerlik kurmuştur.
Şair, bu şiirinde ölümü
deniz gibi düşünerek, ölüme duyduğu özlemi dile getiriyor.
Kendisini içine çekecek
olan deniz, yaşadığı günlerin tükenmesiyle ortaya çıkan ölüm duygusu, tıpkı
yaprakları tükenmiş, kullanılmış bir takvim gibi çıkıyor karşısına.
Kendisinin ölüm
karşısındaki çaresizliğini belirtmek için kendini resimde nokta gibi görünen,
yan yatmış gemiye benzetiyor.
Şair, kendini
birdenbire resmin içinde buluyor ve kendinden geçiyor. Öyle ki denizin köpüren
dalgalarını yüzünde, yosunlarıysa ciğerlerinde hissediyor.
Şair, içindeki özlemin
iyice büyüdüğünü, bütün tasasının deniz olduğunu vurguluyor. Ölüm şair için bir
son değil sonsuzlukla buluşma, bir kavuşmadır.
Şair ölümü adeta
odasında hissetmektedir. Karmaşık duygular içersindedir. Meltem yazın
denizlerden esen ve insanı serinleten bir rüzgârdır. Perdelerin açılıp kâğıtların
sağa sola uçuşması ise ürperticidir. Kıyamet ise hem sonun hem de yeni bir
başlangıcın ifadesidir. Şair, işte böylesine karmaşık duygular içindedir.
Şair, ölümü bir
yolculuğa benzeterek hem heyecanlanıyor hem de ürküyor. Ancak yolculuk
kaçınılmazdır. İster istemez bu yolculuğa çıkılacaktır.
Yola çıkılacağı gün
sanki eşyalar dirilir, dile gelir ve yoluna serilir. Kavuşma özleminin yerini
yavaş yavaş ayrılık özlemi almaya başlar. Bu da insanın ruhunda çelişkili,
birbirine aykırı duygular uyandırır. İnsan kendini adeta bir karmaşanın
ortasında bulur.
Son bölümde şair, ölümden
sonra geride neler bıraktığını düşünür. İçini hüzünle birlikte bir hafifleme
duygusu kaplar. O hayatın bütün yükünü, dertlerini, sıkıntılarını geride
bırakmış ve denize hicret etmiştir. Yani ölümün sonsuzluğuna kavuşmuş ya da
ölümünü öyle hayal etmiştir.
Dil
ve anlatım
Sade bir dille yazıla
şiirde, söz sanatlarının ve şaire özgü imgelerin etkili bir biçimde
kullanıldığı görülür.
Ölüm kelimesi şiirin
hiçbir yerinde geçmiyor ancak deniz ölümü çağrıştırıyor. Şiirin tamamında ölüm
duygusu hissediliyor.
Şiirde parnasizm ve
sembolizmin etkileri görülüyor.
Şiirdeki kelimeler çoğu zaman gerçek anlamlarının dışında kullanılıyor. Bu yolla okuyucuda değişik çağrışımlar uyandırılıyor.
Genel Değerlendirme
parnasizm ve sembolizmin etkisiyle yazılan şiirde herkesin ilgi duyduğu ölüm, deniz ve özlem duygusu iç içe işlenerek okuyucuda farklı çağrışımlar uyandırılmaktadır. şiirde şaire özgü imgelerin ustaca ve etkili bir biçimde kullanıldığı görülür.