İstanbul’u Dinliyorum Şiir İncelemesi
İstanbul’u dinliyorum gözlerim
kapalı;
İstanbul’u dinliyorum gözlerim
kapalı;
İstanbul’u dinliyorum gözlerim
kapalı;
İstanbul’u dinliyorum gözlerim
kapalı;
İstanbul’u dinliyorum gözlerim
kapalı;
Şiirin
Biçim Yönünden İncelenmesi
Şiirin
nazım birimi: Şiir bentlerden oluşmuştur. Şiirin
tamamı altı benttir.
Şiirin
ölçüsü: Şiir serbest ölçüyle yazılmıştır.
Şiirin
Ahenk Unsurları
Şiirin belli bir uyak
düzeni yoktur. Uyak ve redifler şairin isteğine göre, serbest bir biçimde,
belirli bir düzene uyulmadan sıralanmıştır. Şiir boyunca “İstanbul’u dinliyorum
gözlerim kapalı” dizesinin tekrarıyla şiirin bütününde ahenk sağlanmış, ayrıca
şiirde geçen “çığlık çığlık”, “yavaş yavaş”, “sürü sürü”, “cıvıl cıvıl” gibi
ikilemelerle (kelime tekrarı) ahenk güçlendirilmiştir.
Şiirin
Anlam Yönünden İncelenmesi (Açıklama – Yorum)
Şairin, İstanbul'a olan
tutkusu ve özlemi daha ilk dizelerden anlaşılıyor.
İstanbul’u dinliyorum gözlerim
kapalı;
Şairin, İstanbul’dan
uzak bir yerde olduğunu gözlerinin kapalı oluşundan ve “uzaklarda çok uzaklarda” deyişinden anlıyoruz. İstanbul özlemini
içinde duyduğunu ise şehirdeki sesleri duyuşundan ve anılarını, zihninde
canlandırmasından anlıyoruz.
Kuşlar geçiyor, derken;
Kuşların sürü sürü,
çığlık çığlık geçmesi; dalyanlarda ağların yavaş yavaş çekilmesi; Kapalı
Çarşı’nın serinliği; Mahmutpaşa’nın hareketliliği; doklardan gelen çekiç
sesleri ve güvercin dolu avlular şairin zihninde yer etmiş belli başlı görüntü
ve izlenimlerdir.
Başında eski âlemlerin sarhoşluğu,
Şair, başında eski âlemlerin
sarhoşluğu, dinmiş lodosların uğultusu içinde, loş kayıkhaneleriyle bir yalıyı hayal
etmektedir. Bu onun uyanık bir rüya âleminde olduğunu göstermektedir. Şair,
İstanbul’u sadece doğal güzellikleriyle değil; içinde insanın olduğu
yalılarıyla, kayıkhaneleriyle, gürültüsüyle birlikte özlemektedir.
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Şair, İstanbul’u
betimlerken öyküleyici anlatımdan da yararlanıyor. Bir yosmanın, kaldırımdan geçerken
insanların ona karşı tepkilerini dile getiriyor. Bu tepkilerin içinde küfürler,
laf atmalar, şarkılar türküler vardır. Yere düşürdüğü gülün ise neyi
simgelediği pek açık değildir. Bu okuyucunun yorumuna bırakılmıştır.
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Son dizelerde “çırpınan
kuş” da okuyucuda farklı çağrışımlar yapmaktadır. Bu kuş gerçek de olabilir,
bir resim ya da simge de olabilir. Bu tamamen okuyucunun yorumuna
bırakılmıştır.
Şair, sevgilisini
özlemiştir. Onun ne yaptığını bilmemekte ancak hissetmektedir. Şair,
sevgilisini anlatırken başka şairler gibi kaşını, gözünü, saçlarını anlatmıyor;
alnının sıcaklığını, dudakların ıslak olup olmadığını, kalbinin vuruşunu
anlatıyor.
Şiirin
Dil ve Anlatımı
Şiir sade, açık,
anlaşılır ve akıcı bir dille yazılmıştır. Bazı kelimeler, her okuyucuda farklı
çağrışımlar yapacak şekilde kullanılmıştır.
Şiirde betimleyici ve
öyküleyici anlatım biçimleri kullanılmıştır.
Şiirde geçen “sürü sürü”, “çığlık çığlık”, “serin serin”,
“cıvıl cıvıl” gibi ikilemeler, hem
ahenk sağlıyor, hem de anlama renk ve canlılık katıyor.
Şiirdeki
Söz Sanatları
Şair, şiir anlayışı
gereği söz sanatlarına pek yer vermemiştir.
“Başında
eski âlemlerin sarhoşluğu, loş kayıkhaneleriyle bir yalı” dizesinde
kişileştirme (teşhis) sanatı vardır.
Genel
Değerlendirme
Orhan Veli Kanık’ın “İstanbul’u Dinliyorum” adlı bu şiiri, 1947 yılında önce “Varlık” dergisinde yayınlanmış, daha sonra “Karşı” adlı kitabında yer almıştır.
Şair,
İstanbul’u hayalinde canlandırarak doğasını, insanlarını, sosyal yaşamını ve
kadınlarını karmaşık bir bütün içinde, kendine özgü bir biçimde anlatmıştır.
İstanbul’u Dinliyorum şiiri, okuyucuda farklı çağrışımlar uyandıran, farklı duygularla okunan bir şiirdir. İstanbul üzerine yazılmış, İstanbul tutkusunu ve İstanbul özlemini anlatan en etkili şiirlerden biridir.