Akıncı Şiiri İncelemesi
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı:
İlerle!
Şimşek gibi bir semte atıldık yedi koldan,
Bir gün doludizgin boşanan
atlarımızla
Cennette bugün gülleri açmış
görürüz de
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi
şendik,
Yahya
Kemal Beyatlı
Şiirin
Biçim Yönünden İncelenmesi
Nazım birimi: beyit
Ölçüsü: aruz ölçüsü
Kalıbı: “mef’û lü / me
fâ î lü / me fâ î lü / fe û lün”
Uyak ve Redifler
---şendik
---İlerle
---koldan
---atlarımızla
---görürüz
de
---şendik
Şiirin İçerik Yönünden İncelenmesi
Akıncılar, Osmanlı
döneminin hafif silahlı, atlı askerleridir. Daha çok Rumeli sınırlarına yakın
bölgelerde bulunurlardı. Düzenli ve disiplinli bir teşkilat yapısına
sahiptiler. Tamamı Türk asıllı askerlerden oluşuyordu. Savaşlardan önce düşman
topraklarına akınlar yaparlardı. Görevleri sınır güvenliği ve ordunun savaş
sırasında sınırları aşarak güvenle ilerlemesini sağlamaktı. Akıncılar, hızlı
hareket eder, ordudan önce düşman topraklarına girerek keşifler yapar, bilgi
toplar, düşman üzerinde korku, panik ve şaşkınlık yaratırlardı.
Akıncı şiirinde şair, akıncıların
kahramanlıklarını sanat görüşü doğrultusunda destansı bir biçimde, coşkulu bir
dille anlatılır. İlk beyitte akıncıların bin atlıdan oluştuğu, yeni yurtlar
kazanma yolunda son derece neşe ve heyecan içinde oldukları gözler önüne
serilir. Bu beyitte şairin, akıncıların savaş alanına çocuklar gibi güle oynaya
gittiğini söylemesi ve “dev gibi bir ordu” benzetmesi şiire epik bir söyleyiş
kazandırır. Bu benzetme her ne kadar düşman kuvvetlerin sayıca üstünlüğünü
ifade etse de anlatıma masalsı bir hava katmaktadır.
İkinci beyitte
akıncıların bir beylerbeyi yönetimi altında teşkilatlandığı ve akın yapılan
coğrafyanın Balkanlarda Tuna Nehri civarında olduğu belirtilmektedir. Ak rengi
Türkler için ululuk, adalet ve gücün sembolüdür. Buradan hareketle ak tolgalı
beylerbeyinin oldukça heybetli, adaletli ve güçlü bir yönetici olduğunu
söyleyebiliriz. Aslında akıncıların başında “beylerbeyi” değil “akıncı beyi”
bulunurdu. Osmanlı eyalet sisteminde valilere beylerbeyi deniyordu. Şairin
akıncı beyine beylerbeyi demesinin nedeni ölçü ve ahenk kaygısından
kaynaklanmaktadır. Şair, ölçü ve ahengin bozulmaması için böyle bir yola
başvurmuştur.
Üçüncü beyitte yapılan
benzetmelerde akıncıların, sürekli düşman topraklarına akınlarda bulunduğu
ifade edilmektedir. Askeri birliklerin çok hızlı bir biçimde yer değiştirerek
baskın yapacakları, savaşacakları yerlere hızla vardıkları anlatılmaktadır. Şiirde
“bin” ve “yedi” sayılarının kullanıldığı görülmektedir. Bin sayısı akıncıların
sayısal gücünü ortaya koymaktadır. Yedi koldan atılmak deyiminde kullanılan
yedi sayısı söz konusu akıncıların son derece organize bir biçimde saldırıya
başladığını ifade etmek amacıyla seçilmiştir.
Dördüncü beyitte, devam
eden bu akınlarda, akıncıların atlarının çok hızlı olduğu, göğün en yüksek katı
olan arşa kadar hızlıca, uçarcasına vardıkları dile getirilmektedir. Yerden
yedi kat arşa kanatlanan bu atlarla şair, akıncılığın olağanüstülüğü yanında
kutsallığını da ifade ediyor. Akıncıların atları o kadar olağanüstü ki tıpkı
“Burak” gibi hızla göğün yedinci katı olan arşa varıyor. Bu dizelerden bazı
akıncıların savaş sırasında şehit olduğu anlaşılıyor. Şehit olanların sayısı
belirtilmemekle birlikte “dev gibi bir ordu”yla savaştıkları için şehitlerin sayısı
bir hayli fazla olmalıdır.
Beşinci beyitte, ilk
dört beyitteki coşkun havanın biraz durgunlaştığı görülür. Bu beyitte “cennet”,
“gül”, “kızıl hatıra” imgeleriyle şahadet kavramının ifade edildiği
anlaşılmaktadır. Akıncıların çarpışma sırasında şehit olduğu ve cennete
uçtukları düşünülmektedir. Beyitte renk olarak kızılın kullanıldığı
görülmektedir. Buradaki kızıl güller şehitliğin simgesi, kızıl hatıra ise göğüs
göğse yapılan savaşta dökülen kanın ifadesidir.
Son beyit ise şiire giriş yapılan ilk beyitin tekrarı olarak karşımıza çıkar. Bir bakıma yinelenen bu dizelerde beşinci beyitteki cennet, kızıl hatıra, şahadet kavramlarının uyandırdığı durgunluk giderilerek epik bir coşku sağlanmak istenmektedir. Son beyit, her ne kadar sonunda şahadet olsa da “akıncılar, akınlarına ya da ölüme neşe içinde giderler ve karşılarındaki düşman ne kadar çok olursa olsun, onları yenmeyi başarırlar” duygusu uyandırmaktadır.
Genel Değerlendirme
Yahya Kemal Beyatlı, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Şiirle ilgili görüşleri de şiirleri kadar yankı uyandıran şair, biçimde kusursuzluğa ağırlık verdi. Dize çalışmasındaki titizliği az ve zor yazıyor izlenimi uyandırdı.
"Aşk" ve "İstanbul" konulu şiirleriyle tanınan şairin, milliyetçi duygularla yazdığı şiirleri de oldukça ses getirmiştir. "Akıncı" şiirinde şair, akıncıların kahramanlıklarını kendi görüşü doğrultusunda destansı bir biçimde, coşkulu bir dille anlatır.