İnce Memed Roman İncelemesi
Yaşar Kemal’in 1955
yılında yazdığı ilk romanıdır. Yazar daha sonra kitabın devamı niteliğinde üç
roman daha yazdı. Roman, ilk olarak Cumhuriyet gazetesinde bölümler halinde
yayınlandı. Yazar, bu romanıyla “Varlık Roman Armağanı”nı kazandı. İnce Memed,
otuz iki yıllık bir zaman dilimi içinde yazılmış dört ciltlik bir eserdir. İlk
cildi 448 sayfadır. Kitap yaklaşık 40 dile çevrilmiş, yüzlerce baskısı
yapılmıştır. İlk basımı 2007 yılında yapılan dört cildin tamamı 2142 sayfadır.
Romanın
Özeti
Roman, Toroslar ve
Çukurova’yı anlatan bir tasvirle başlar. Toroslar’dan Akdeniz’e uzanan
Dikenliözü’nde beş köy vardır. Beş köyün tamamı Abdi Ağa’ya aittir. Bu
köylerden biri Değirmenoluk’tur. Köyün insanları köylerinden dışarı çıkamaz, köye
dışarıdan kimse giremez ve karışamaz. Çünkü bu köyün kendine özgü kanun ve
töreleri vardır.
Memed, babasını
kaybetmiş, anasıyla birlikte Değirmenoluk’ta yaşayan 11 yaşında bir çocuktur.
Abdi Ağa’nın tarlasını sürmekten bıkıp, baskılara da daha fazla dayanamayan
Memed, Kesme köyüne gider ve orada Süleyman’a sığınır. Bu durum aslında Abdi
Ağa’ya karşı gelmek demektir.
Memed’in anası Döne,
oğlu eve gelmeyince Abdi Ağa’nın yanına gider. Abdi Ağa ve Döne, Memed’i günlerce
dağ bayır arar, ancak bulamazlar. Memed, Süleyman’ın keçilerini güderek kışı
Kesme köyünde geçirir. Anasını ve köyünü özlemiş olmasına rağmen dönmemekte
kararlıdır.
Memed, bir gün keçileri
otlatmak için Değirmenoluk’un yakınlarına gelir. Köyden Pancar Hösük, Memed’i
tanır ve haberi Abdi Ağa’ya yetiştirir. Abdi Ağa, Memed’i alıp anasına teslim
eder. O yaz Memed, Abdi Ağa’nın tarlalarında çalışır. Abdi Ağa, mahsulün üçte
ikisini alıp üçte birini köylüye bırakmaktadır. Ancak Memed köyden kaçtığı için
onları cezalandırmış, anasının ektiği buğdayın dörtte üçüne el koymuştur. Kış
zorlu geçtiği için köylünün yiyeceği kış ortasında bitmiş, Abdi Ağa köylülere
buğday dağıtmış, ancak Döne ile Memed’e buğday vermemiştir. Döne mecburen tek
ineklerini ona satmak zorunda kalır.
Memed, artık on sekizine
basmıştır. Bir gün arkadaşı Mustafa’yla kasabaya inerler. Burada yaşayan
insanların başında ağa olmadığını görünce çok şaşırırlar. Dönüşte mert bir
eşkıya olan Kara Ahmet’le karşılaşırlar. Kasabadaki yaşam ve gördükleri Memed’i
çok etkiler.
Memed, küçüklüğünden
beri Hatçe’yi sevmektedir. Ancak Abdi Ağa, bu sevdayı bile bile Hatçe’yi
yeğenine nişanlar. Bunun üzerine Memed ile Hatçe kaçarak bir mağaraya
saklanırlar.
Hatçe’nin anası, kızının
kaçtığını nişanlısına bildirir. Hatçe’nin nişanlısı doğruca Memed’in evine
gidip Döne’yi saçlarından sürüye sürüye Abdi Ağa’ya getirir. Abdi Ağa, Döne’yi
dövüp ayaklarının altında çiğner. Sonra adamlarını toplayıp Memed’in peşine
düşer. İz sürme uzmanı Topal Ali, izleri takip ederek onları bulur. Abdi Ağa ve
adamlarıyla Memed arasında çatışma çıkar. Abdi Ağa’nın yeğeni ölür. Memed ise
yaralanır ve oradan kaçar. Hatçe yakalanır.
Memed, Kesme köyündeki
Süleyman’ın yanına gider. Süleyman, Memed’i Deli Durdu adındaki eşkıyanın
yanına götürür. Deli Durdu, Süleyman’ın hatırını kıramaz ve Memed’i çetesine
alır. Ona tüfek ve çok sayıda mermi verir.
Abdi Ağa, köylülerden,
yeğenini Hatçe’nin öldürdüğüne dair yalan ifade vermelerini ister. Topal Ali,
yalan ifade vermeyi kabul etmez. Abdi Ağa, Topal Ali’yi köyden kovar. Hatçe,
hapse düşer.
Deli Durdu’nun
çetesiyle soygunlara katılan Memed, silah kullanma konusunda iyice
ustalaşmıştır. Bir gün Asım Çavuş ve jandarmalar Deli Durdu ve çetesini
kıstırır. Memed ve Cabbar, bu çatışmadan sağ kurtulmayı başarır. Saçıkara
aşiretinin ağası Kerimoğlu’nun çadırına sığınırlar. Kerimoğlu, Memed ile Cabbar’ın
karınlarını doyurulup, yaralarının temizler ve onlara temiz çamaşırlar verir.
Deli Durdu, Kerimoğlu’nu
soymaya karar verir. Kerimoğlu’nun tüm parasını ve altınlarını aldıktan sonra
karısının ve çocuklarının önünde soyunmaya zorlar. Memed ve Cabbar, Deli Durdu’nun
yaptıklarına dayanamaz, tüfeklerini ona doğrulturlar. Deli Durdu, çadırdan
uzaklaşırken ateş etmeye başlar. Memed ve Cabbar karşılık verir. Bu olaydan
sonra Memed, Cabbar ve Recep Çavuş, Deli Durdu’nun çetesinden ayrılır.
Hatçe, dokuz aydır
hapiste yatmaktadır. Hapiste Iraz’la tanışır. Iraz, yirmi yaşında dul kalmış,
tarlalarda çift sürmüş, oğlu Rıza’yı tek başına büyütmüştür. Rıza, büyüyünce
hakkı olan tarlayı amcasından geri almış fakat amcaoğlu Ali tarafından
öldürülmüştür. Iraz da bir baltayla, kapılarını parçaladığı için
tutuklanmıştır. Hatçe’yi hapiste ziyarete giden anası, Memed’in namlı bir
eşkıya olduğunu, Deli Durdu tarafından vurularak öldürüldüğünü söyler. Iraz, bu
habere inanmaz ve eşkıyalar hakkında sık sık böyle ölüm haberleri gelir diyerek
onu teselli eder.
Memed, bir gece köye geldiğinde
anasının öldüğünü ve Hatçe’nin başına gelenleri öğrenir. Memed, Abdi Ağa’nın
kapısına dayanır ancak Abdi Ağa, köyü terk etmiştir. Memed, Abdi Ağa’nın evinde
kim varsa öldürmek ister ama yapamaz. Yaptıklarından pişmanlık duyan Topal Ali’yi
de yanına alarak Abdi Ağa’nın izini sürmeye başlar.
Topal Ali, Abdi Ağa’nın
Aktozlu köyünde muhtarın evinde kaldığını öğrenir. Memed Aktozlu köyünü basar.
Çatışma çıkar. Memed’in arkadaşlarından Recep Çavuş evi ateşe verir. Alevler
tüm evi sarar. Yaşlı bir kadın Abdi Ağa’yı yorgana sarıp dışarı çıkarır. Memed,
Cabbar ve Recep Çavuş durumun farkına varamaz.
Memed, Değirmenoluk
köyüne dönerek tarlaları köylüye dağıtır. Ağadan korkmamalarını ve
yetiştirdikleri ürünlerden kimseye pay vermemelerini söyler. Çakırdikenlik
ateşe verilir. Halaylar çekilir. Ancak Topal Ali, Abdi Ağa’nın ölmediğini söyleyince
köylüler bir anda ortadan kaybolur.
Bu arada Abdi Ağa da
boş durmaz. Toprak delisi bir adam olan, eşkıya besleyerek köylülerin üzerine
salan, topraklarını elinden alan Ali Safa Bey’in yanına giderek ondan yardım
ister. Ali Safa Bey, köylünün topraklarını kendisine verirse yardım
edebileceğini söyler. Abdi Ağa, bu teklifi düşünmeden kabul eder. Ali Safa Bey,
Kalaycı Osman adlı eşkıyayı İnce Memed’in üzerine salar ancak İnce Memed,
Kalaycı Osman’ı vurur.
Memed, Cabbar’ın tüm
karşı çıkmalarına rağmen kılık değiştirip hapishaneye Hatçe’yi ziyarete gider.
Gardiyana Hatçe’nin kardeşi olduğunu söyler. Hatçe, Memed’i görünce
şaşkınlıktan konuşamaz. Memed de konuşamaz. Para çıkınını bırakarak oradan
uzaklaşır. Hatçe ile Iraz gelecekle ilgili konuşmaya, hayaller kurmaya başlar.
Topal Ali, Hatçe’nin Kozan
Hapishanesi’ne götürüleceği haberini alır ve Memed’e söyler. Memed, dağlık
bölgede pusuya yatar. Hatçe ile Iraz dört jandarma tarafından Kozan’a götürülürken
pusuya düşürülür. Memed, iki jandarmayı bacağından vurur. Hatçe ile Iraz’ı
yanına alarak Alidağı’na kaçmaya başlar. Jandarmalar Memed’in peşine düşer.
Önlerine gelen her köylüyü sorgularlar, ancak kimse bir şey söylemez. Memed,
Hatçe ve Iraz bir mağaraya yerleşir.
Asım Çavuş, bir bölük
jandarmayla, bir güz, bir kış Memed’i aramakla geçirir. Abdi Ağa ise Memed’in
ölüm haberini beklemektedir. Memed, Hatçe ve Iraz, kışı çok zor geçirir. Birkaç
kez donma tehlikesi geçirirler. Mağaraya yiyecekleri Topal Ali getirir.
Memed, Kara İbrahim
tarafından pusuya düşürülüp yaralanır. Asım Çavuş’un emrindeki jandarmalarla
çarpışır. Bir gün bir çoban, yediği dayak sonrası İnce Memed’i Alidağı’nın
eteklerinde gördüğünü söyler. Jandarmalar Memed’i kıstırır. Çatışma sırasında
kurşun sesleri arasında Hatçe doğum yapar. Memed’in bir oğlu olmuştur. Memed,
kurşunu bitinceye kadar çatışır. Ancak Hatçe’yi o durumda bırakmamak için
kaçmak yerine teslim olur. Onun bu durumunu gören Asım Çavuş, Memed’i teslim
almaz ve geri çekilir.
Köylüler ve Kerimoğlu,
bir süre onlara para, mermi ve yiyecek götürür. Bir süre sonra Yüzbaşı Faruk ve
emrindeki jandarmalar, Memed’i tekrar kıstırır. Çatışma sırasında Hatçe
vurularak ölür. Iraz, Memed’in oğlunu alıp Antep’e götürür.
Beklenen af çıkmış,
dağdaki eşkıyaların çoğu tüfeklerini bırakarak teslim olmuştur. Memed, af
haberini Cabbar’dan öğrenir. Memed de Cabbar gibi teslim olmayı düşünmektedir.
Ama Hürü, onun yakasına yapışıp köylüleri tekrar Abdi Ağa’nın insafına
bırakmaması için yalvarır.
Memed, Topal Ali’nin
yardımıyla Abdi Ağa’nın kasabada saklandığı evi bulur. Abdi Ağa’yı vurup
öldürür. Bu duruma sevinen köylüler bayram eder. Memed ise atını dağlara sürer
ve o günden sonra bir daha kimse Memed’den haber alamaz.
Romandaki Kişiler
İnce Memed
Küçük yaşta babasını
kaybeden Memed, anası Döne ile birlikte Değirmenoluk köyünde yaşamaktadır.
Çocukluğu Abdi Ağa’nın zulmü altında geçen Memed, on sekizine gelince sevdiği
kızın başka birine nişanlanması üzerine ağaya başkaldırır ve dağa çıkarak eşkıya
olur. Daha sonra bu başkaldırı, ezilen ve zulme uğrayan köylünün yanında yer
almak şeklinde kendini gösterir. Memed, haksızlığa ve zulme başkaldırının
sembolüdür.
Döne
İnce Memed’in anasıdır.
Kocası İbrahim’i genç yaşta kaybetmiş, dul bir kadındır. Hem yoksullukla hem de
Abdi Ağa’nın zulmüyle mücadele etmek zorundadır.
Hatçe
İnce Memed’in sevdiği
kızdır. Sevdiği için her şeyi göze alan, ağaya ve anasına rağmen, sevdiğine
kaçan, bu uğurda çeşitli zorluklara göğüs geren köylü kızıdır. Hatçe, sevdası
için aç susuz kalmış, iftiraya uğrayıp hapse düşmüş, donma tehlikesi geçirmiş,
mağaralarda yaşamaya razı olmuş, sonunda bu uğurda canından olmuştur.
Iraz
Hatçe’nin, hapishanede
tanıyıp arkadaş olduğu kadındır. Iraz, genç yaşta dul kalmış, ırgatlık ve
hizmetçilik yaparak oğlunu büyütmüştür. Tarla yüzünden oğlunu kaybetmiş,
oğlunun katilinin evine baltayla dayanınca hapse düşmüştür.
Abdi Ağa
Dikenlidüzü’nde bulunan
beş köyün ağasıdır. Köylüleri sömüren, onlara zulmeden, çıkarları için her
türlü hile ve işbirliğine girmekten çekinmeyen, aynı zamanda korkak bir ağadır.
Deli Durdu
Memed’in, ilk olarak
çetesine katıldığı eşkıyadır. Acımasız bir soyguncudur. Memed, onun yaptıkları
karşısında dayanamayıp çeteden ayrılmış ve kendi başına hareket etmeye
başlamıştır.
Topal Ali
Onun için iz sürmek
hastalıklı bir tutkudur. İz sürerken hiçbir şey düşünmeyen, iyilik mi kötülük
mü yaptığını bilmeyen, iz denince aklı başından giden biridir. Önce Abdi Ağa
için çalışır, ancak daha sonra vicdan azabı çekerek İnce Memed’e yardımcı olur.
Kesme Köylü Süleyman
Memed’i, köyünden
kaçtığında koruyan, kollayan, iyiliksever bir insandır. Memed’in Deli Durdu
çetesine katılmasını sağlamıştır. Okuyucunun karşısına sıkça çıkan önemli bir
şahsiyettir.
Cabbar
Deli Durdu’nun
çetesinde bulunmuş, Memed’le birlikte Deli Durdu’ya karşı gelmiş, daha sonra
Memed’le de yolları ayrılmıştır. Hükümet genel af çıkarınca dağdan inmiş,
eşkıyalığı bırakarak mütevazı bir hayat sürmüştür.
Recep Çavuş
Nereden geldiğini
kimsenin bilmediği, uzun yıllar çetelerde eşkıyalık yapmış biridir. Sert
biridir. Memed’le beraber pek çok çatışmaya girmiştir. Aldığı yaralar sonucu ölünce
bir ağacın altına gömülmüştür.
Ali Safa Bey
Toprak kanunundan sonra
yoksullaşmış bir ağanın oğludur. Üniversite eğitimini bırakıp topraklarını
kurtarma çabasına girişir. Bu girişimindeki en büyük destekçileri hükümet
yetkilileridir. Kurnaz ve zeki biridir. Eşkıyalarla işbirliği yapmaktan da
çekinmez.
Mekân
Roman; Toros dağları, Çukurova
ve Dikenlidüzü’nde geçmektedir.
Çukurova:
Verimli tarım alanlarına sahip, akarsu yönünden zengin bir bölgedir.
Dikenlidüzü:
Memed’in köyü olan Değirmenoluk’u da içeren Dikenlidüzü, kendine has kanunları
olan dünyadan kopuk bir yerdir.
Değirmenoluk:
Memed’in köyü olan Değirmenoluk, Dikenlidüzü’ndeki beş köyden en büyük
olanıdır.
Zaman
Roman, Cumhuriyetin ilk
yıllarında geçmektedir. Devlet, yeni kurulduğu için henüz yurt genelinde
kontrol tam olarak sağlanamamıştır. Devletin erişemediği yerleri ağalar
sahiplenmiş, bu toprakları diledikleri gibi yönetmişlerdir.
Anlatıcının
Bakış Açısı
Roman, ilahi (hâkim )
bakış açısıyla anlatılmıştır. Anlatıcı, yaşanmış ve yaşanacak her şeyi bilir,
görür ve duyar. Bu, kişilerin akıllarından geçeni okumaya ve psikolojilerini
yansıtmaya kadar uzanır. Anlatıcı, olayların dışında durur. Olaylara ve
kahramanlara hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini önceden bilir ve görür.
Olaylar, üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılır.
Romanın Konusu
Eser, cumhuriyetin ilk yıllarında geçmektedir. Bu dönemde yoğun biçimde her alanda devrimler yapılmaktadır. Osmanlı döneminden kalan bir takım anlayışlar ve alışkanlıklar yerini çağdaş düşünceye ve yaşam tarzına bırakmaktadır. Böyle bir ortamda Memed’in ağaya başkaldırısı; eski düzenin yıkılması ve yeni düzene geçilmesinin sancılı bir dönemini sembolize etmektedir.
Romanda bu doğrultuda; ağalık, aşk, kadın, eşkıyalık, kahramanlık, adalet, gelenek, toplumsal yapı gibi temalar işlenmiştir.
Romanın Türü
Roman, toplumsal gerçekçi bakış açısıyla yazılmış “sosyal roman” türüne girer.
Dil
ve Anlatım
Eser, sade ve akıcı bir
dille yazılmıştır. Konuşmalar, yöreye özgüdür. Yer yer coğrafi terimlere
rastlanır. Sıfat ve fiillere sıkça yer verilmiştir. Yöreye ait deyimler dikkat
çeker.
Anlatıcı “halk
edebiyatı anlatıcısı” özelliklerini taşır.
Esere öyküleyici ve
betimleyici anlatımlar hâkimdir. Betimlemeler, en çok doğal ortam ve mekân
anlatılırken kullanılmıştır.
Edebi sanatlardan en
çok “kişileştirme”, “tezat”, “tekrir” ve “tenasüp” sanatları kullanılmıştır.
“Çakırdikeni
bittiği yerde bir iki, üç dört tane bitmez. Öyle üst üste, öyle sık biter ki
arasından yılan geçemez. İğne atsan çakırdikeninden yere düşmez.
Baharda
açık yeşildir. Hafif bir yel esse, toprağa değecekmiş gibi yatar. Yaz
ortalarında, dikende, önce mavi damarlar peyda olur. Sonra yavaş yavaş dikenin
dalları, gövdesi mavileşir. Açıkça bir mavidir bu… Sonra mavi gittikçe
koyulaşır. Bu en güzel bir mavidir. Bir tarla, uçsuz bucaksız bir ova tüm
maviye keser. Gün batarken eğer bir yel eserse mavi dalgalanır, hışırdar, aynen
deniz gibi. Gün batarken sular nasıl kızarır, çakırdikeni tarlası da öyle
kızarır.
Güze
doğru dikenler kurur. Mavilik beyaza döner. Çatırtılar gelir çakırdikeninden.”(romandan
alıntı)
Eserde genellikle eylem
(fiil) cümleleri görülür. Esere “düz (kurallı)” cümleler hâkimdir. Bazen “kesik
(eksiltili)” cümlelere de rastlanır. Anlatımda; olaylar anlatılırken “geçmiş
zaman”, betimlemeler yapılırken “geniş zaman” kullanılır.
“Ellerini
yüzünden çekti. Gözlerini açınca, gözlerine ışık doğdu. Kamaştırdı. Bir zaman
ışığa bakamadı. Gözleri alışınca yorgun, isteksiz kalktı. Keçileri aynı
ağırlıkta topladı. Memed, yönünü güneye döndü. Ellerini gözlerine siper etti.
Uzaklara baktı. Gözüne ulu çınarın dalları ilişti gibi geldi. Yüreği hop etti.
Tepenin arkasının kuzey yanı ovaydı. Değirmenoluk köyünün tarlalarıyla, yani
çakırdikenli ovayla bu ova arasına keskin boz topraklı sırt giriyordu. Keçileri
bu sefer sırtın dibine doğru sürdü.” (romandan alıntı)
Genel Değerlendirme
Cumhuriyet Dönemi Türk
edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Yaşar Kemal, eserlerinde ele aldığı
konularla, roman türüne getirdiği yeniliklerle ve dünya çapında aldığı birçok
ödülle adından sıkça söz ettirmiş bir yazarımızdır.
Anadolu halkının
yabancı olmadığı konuları eserlerinde işleyen Yaşar Kemal, “toplumcu gerçekçi”
çizgisinden ayrılmamış ve bu sayede her kesimden okuyucu kitlesine ulaşmıştır.
İçinde bulunduğu toplumu bir bütün olarak ele almış, toplumun sosyal, siyasi ve
kültürel dinamiklerine ait özelliklerini eserlerinde başarıyla yansıtmıştır.
Yazarı üne kavuşturan İnce Memed adlı roman, bir başkaldırıyı destansı ve şiirsel bir dille anlatan, edebiyatımızın klasikleşmiş eserlerinden biridir.