Mihriban Şiiri İncelemesi
Mihriban
Abdurrahim Karakoç
Şiirin Biçim
Yönünden İncelenmesi
Nazım biçimi: Koşma (şiirin biçim özellikleri halk
şiirindeki “koşma” türüne uygundur)
Şiirin nazım
birimi:
dörtlük
Ölçüsü: 11’lik hece
ölçüsü
Uyak şeması: abab cccb dddb
eeeb fffb gggb
Şiirin Uyakları
1.dörtlük
2. dörtlük
3.dörtlük
4.dörtlük
5. dörtlük
6. dörtlük
“Mihriban”, “-ilmiyor / ılmıyor / ulmuyor / ülmüyor” redif; “-z” yarım uyak
Şiirde
uyak ve rediflerin dışında bazı seslerin tekrarıyla iç ahenk sağlanmıştır.
Örneğin; “Görmeyince sezilmiyor Mihriban”
dizesinde “e, i” ünlü sesleriyle asonans, “Önce
naz, sonra söz ve sonra hile” dizesinde “n, s” ünsüzleriyle aliterasyon yapılmıştır.
Ayrıca
şiir boyunca yedi kez tekrarlanan “Mihriban”
kelimesiyle hem ahenk hem de anlam güçlendirilmiştir.
Şiirin İçerik
Yönünden İncelenmesi
Şiirin teması: “aşk”tır.
Şair, Mihriban adında bir kıza âşıktır.
Açıklama – yorum
İlk
dizelerde şairin Mihriban adında bir kızı sevdiği anlaşılıyor. Sevgilinin ilk
özelliği sarı saçlı olmasıdır. Şair sevgilinin sarı saçlarına öylesine
hayrandır ki adeta gönlü bu saçlarla çözülmeyecek derecede bağlanmıştır. Şair,
bu dizede sevgiliye ne kadar bağlı olduğunu dile getiriyor. Buradaki bağlanma
mecaz anlamda kullanılmıştır. Şair, aşkının ne kadar derin olduğunu anlatmak
istiyor. Şairin ilk dizelerdeki bir başka durumu ise sevgiliden ayrı olduğudur.
Ayrılık şaire öyle bir acı veriyor ki onu ölüme eşdeğer görüyor. Bu acının da
ancak yaşanarak anlaşılabileceğini söylüyor.
İkinci
dörtlükte şair, o kadar yoğun duygular içindedir ki bunu anlatacak kelimeler
bulamıyor. Duygularını yazıya dökmek istese de bunu yapamıyor. Çünkü kelimelerin
bu aşkı anlatmaya yetmeyeceğini düşünüyor. Şairin gözleri sevgiliden başka bir
şey görmüyor. Elindeki kalem adeta yazmaz oluyor. Lambada titreyen alevin üşümesi
mümkün değildir. Şair bu dizeyle aşkın onu ne hale getirdiğini anlatmaya
çalışıyor. Eskiden evlerde aydınlatma amacıyla gaz lambaları kullanılırdı. Bu
lambalarda gaz azalınca ya da hava çok soğuksa lambanın fitilindeki alev
titrerdi. Şair, bu durumdan esinlenerek lambadaki alevin üşümekten
kaynaklandığını söylüyor. Oysaki alevin üşümesi diye bir şey olamaz. Şair, bu
dizede aşkın ve ayrılığın verdiği acıyı dile getiriyor. Bu dizenin farklı bir
açıklaması da bütün gece yanan lambanın gazı bitmek üzere ama ben hala seni
düşünüyorum şeklinde olabilir. Aklın şaşması ve gözlerin hiçbir şey görmemesi
ise aşkın onu ne hale getirdiğinin bir ifadesidir.
Üçüncü
dörtlükte şair, sevenle sevilenin bulunduğu durumu ortaya koyuyor. Sevgili önce
naz, sonra söz sonra da hile ile kendine âşık eder. Sonra da onu dillere
düşürür. Bu durum uzun yıllar boyunca böyle devam etmiş, öyle ki töre haline
gelmiştir. Yıllar içinde pek çok şey değişse bile şaire göre, bu durum hiç değişmemiştir.
Dördüncü
dörtlükte şair aşkı çaresiz bir hastalığa benzetiyor. Bu öyle bir hastalıktır
ki ne ilacı ne de tedavisi vardır. Aşk, o kadar acı vericidir ki âşık olana
bunun sonu gelmeyecekmiş gibi gelir. Şaire göre her nesnenin bir bitimi her
hastalığın bir çaresi vardır ama aşkın ne çaresi ne de sonu vardır. Bu dizelerde
şairin nesnellikten uzaklaşarak ilahi duygulara yöneldiği görülür.
Beşinci
dörtlükte şair, aşkı anlatmak için en çok kullanılan sembollerden biri olan “gül ile bülbülün aşkını” anımsatıyor.
Rivayete göre bülbül, güle olan aşkını bütün gece şakıyarak dile getirir, ancak
gül uykuda olduğu için bu şakımaları duyamaz. Sabah olunca bülbül yorgun
düşerek uykuya dalar. Gül ile bülbül birbirlerine bir türlü kavuşamaz. Sonunda
bülbül dayanamaz ve kalbini gülün dikenine saplayarak ölmeyi seçer. Şair, kendini
bülbülün yerine koyuyor ve ayrılığın verdiği acıya nasıl dayandığına şaşıyor.
Altıncı
dörtlükte şair, aşkı tanımlamanın mümkün olmadığını düşünüyor. Aşkı bir
kördüğüme benzeterek bir türlü çözemediğini ifade ediyor. Şaire göre aşkı anlamanın
tek yolu onu yaşamak ve ruhunun derinliklerinde hissetmektir.
Dil ve Anlatım
Şiirde
sade, açık, yalın ve akıcı bir dil kullanılmıştır. Herkesin anlayabileceği bir
dille yazılan şiir, okuyanın ruhsal durumuna göre farklı çağrışımlar
yapmaktadır.
Şiir
boyunca tekrarlanan “Mihriban” şiire hem ahenk hem de anlam yönünden bütünlük
kazandırmaktadır.
Şiir,
aşkla ilgili karmaşık duyguları barındırdığından dolayı lirik bir anlatımla
yazılmıştır.
Şiirde
soyut duygular, bazı somut nesnelerle (lambada
titreyen alev, bülbül, gül, kâğıt, kalem, ilaç) ifade edilmiştir.
Edebi Sanatlar
“Sarı saçlarına deli gönlümü / Bağlamışlar,
çözülmüyor Mihriban.” Dizelerinde geçen “deli gönlüm” sözünde teşhis (kişileştirme) sanatı, “bağlamışlar, çözülmüyor” kelimelerinde mecaz
sanatı var.
“Yâr,
deyince kalem elden düşüyor / Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor” dizelerinde mübalağa sanatı var.
“Lambada titreyen alev üşüyor” dizesinde teşhis
(kişileştirme) sanatı var. Aynı zamanda “lamba, titremek, alev, üşümek” kelimeleri birbiriyle ilişkilidir
olduğu için tenasüp (uygunluk) sanatı var. Ayrıca “alev, üşümek” kelimeleri arasında tezat sanatı var.
“Tabiplerde ilâç
yoktur yarama” dizesinde
“tabip, ilaç, yara” kelimeleri
arasında tenasüp (uygunluk) sanatı var. Ayrıca “ilaç, yara” kelimelerinde mecaz var.
“Boşa
bağlanmamış bülbül, gülüne” dizesinde “bülbül,
gül” kelimelerinde telmih (anıştırma) sanatı var. Aynı
zamanda “bülbül, gül, bağlanmak” kelimeleri arasında tenasüp (uygunluk) sanatı
var.
“Kar koysan köz
olur aşkın külüne”
dizesinde mübalağa (abartma) sanatı var.
“Bir kördüğüm
baştan sona tamamı”
dizesinde geçen “kördüğüm” kelimesinde
istiare
(eğretileme) sanatı var.
Şiir
boyunca tekrarlanan “Mihriban”
kelimesinde tekrir ve nida sanatları var.
Genel
Değerlendirme
Türk
edebiyatında önemli bir yere sahip olan Mihriban şiirini unutulmaz yapan
yalnızca teması değil, aynı zamanda onun işleniş biçimidir. Şiirin en belirgin
özelliklerinden biri de yaşanan duyguların farklı çağrışımlar yapacak biçimde
dile getirilmesidir.
Şairin
kendine özgü buluş ve duygularını somut nesnelerle anlatma yoluna gitmesi,
şiire ayrı bir özellik kazandırmaktadır.
Şiir,
herkesin anlayabileceği, ancak farklı duygular çağrıştıran bir tarzda
yazılmıştır. Çok okunan, çok beğenilen, aynı zamanda bestelenmiş olan Mihriban
şiiri, âşık olanların anlatmak isteyip de anlatamadığı duyguları
yansıtmaktadır.