Natüralizm Akımı Özellikleri
Natüralizm nedir
Natüralizm
ya da diğer adıyla doğalcılık; felsefe, sanat ve edebiyat alanlarında doğal
dünyayı temel alan akımlara verilen ortak addır. Bu akımın ilkeleri
doğrultusunda eser veren düşünür, yazar ve sanatçılara da natüralist denir.
Felsefe
terimi olarak natüralizm; her şeyi doğaya indirgeyen, doğanın dışında
kalabilecek hiçbir şeyin bulunmadığını savunan öğreti anlamına gelir.
Toplumbilim
terimi olarak natüralizm; toplumun gelişimini iklim koşulları, çevre, milletler
arasındaki yaşambilimsel ayrımlar gibi doğal etkenlere bağlayan öğreti
anlamında kullanılır.
Güzel
sanatlarda natüralizm; doğayı ve gerçekliği olduğu gibi anlatmayı ya da
yansıtmayı sanatın asıl görevi sayan bakış açısına denir.
Edebiyatta Natüralizm
Edebiyat
terimi olarak natüralizm; olayları, kişileri ve çevreyi bilimsel denebilecek
bir gözle inceleyen, en belirgin özelliği deneye dayanan bir gözlemcilik olan,
hayata bilimsel bir nesnellikle yaklaşan edebiyat akımı anlamına gelir.
Edebiyatta
natüralizm, 19. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da doğdu. Bu akımın kuramsal
temellerini Fransız Hippolyte Taine oluşturdu. Taine’in düşüncelerinden
etkilenen Goncourt kardeşler, ilk natüralist roman olan “Germinie Lacerteux”u yazdılar. Ancak natüralizm asıl anlamını Emile
Zola’nın “Le Roman Experimental” (Deneysel Roman) adlı deneme yazılarında
buldu. Goncourt kardeşlerden etkilenen Emile Zola’ya göre; romancı, olguları
yalnızca saptayarak yazmakla yetinen bir gözlemci değil; roman kişilerinin iç
dünyalarını, duygusal ve toplumsal olguları bir dizi deneyden geçiren
araştırmacıdır.
Natüralist
yazarlar, nesnel gerçekleri öne çıkararak idealleştirmeye karşı çıktılar. Eserlerinde
hayatın acımasız ve çirkin yanlarını da yansıttılar. Çevrenin birey üzerindeki
ezici bir etkisi olduğuna inandıkları için iç karartıcı mekânları, gecekondu
semtlerini ve yer altı dünyasını nesnel bir bakış açısıyla yansıttılar. Kalıtımla
ilgili görüşlerinin etkisiyle de güçlü tutkuların pençesinde kıvranan basit
kişileri ele alarak işlediler.
Natüralist
anlayışa göre fizyoloji ile psikolojik özellikler arasında ilgi kurmak için
kişi tasvirleri ayrıntılı olarak yapılmalıdır. Bunu besleyen bir başka husus
ise kişilerin kendi kültür seviyelerine dil özelliklerine göre konuşturulmasıdır.
Natüralistlerin bu tercihleri teknik konuları önemsemedikleri ve dilin sanatsal
özelliğinden uzak durdukları anlamına gelir.
Doğaya
sadık kalarak çirkin ve kötü yönleri sıklıkla anlatmaları, kötümserliği
eserlerinin tipik özelliği haline getirmiştir. Bunda manevi değerlerin yok
sayılması, geleneksel olana karşı çıkma insanı sadece doğanın uzantısı olarak
görmelerinin büyük payı bulunmaktadır.
Natüralizmin Özellikleri
Natüralizm,
herhangi bir akıma tepki olarak doğmamış, kendinden önceki realizm akımının
ileri bir aşaması olarak ortaya çıkmıştır.
Natüralizme
göre; sanat doğanın bir kopyası ve yansıması olmalıdır. Yazar hem bir gözlemci
hem de deney yapan bir bilim adamı gibi davranmalıdır.
Natüralizme
göre insanın her türlü duygu, düşünce ve eylemi soyaçekim özelliklerinin ve
içinde yetiştiği sosyal çevrenin etkisiyle açıklanabilir. Kişiyi yönlendiren
iradesi değil, soyaçekim özellikleri ve sosyal çevredir.
Natüralist
eserlerde olaylar yazarın isteğine bağlı olmaksızın gelişir ve belli bir sonuca
ulaşır.
Natüralist
yazar, oldukça nesneldir; suç karşısında içten davranmak, erdem karşısında
alkış tutmak zorunda değildir. Yapıtlarını kendi kişiliğini gizleyerek yazar.
Natüralist
yazarlar, sosyal gerçekleri yansıtırken daha çok toplumdaki çirkinlikler ve olumsuzluklar
üzerinde durur.
Natüralist
romanlarda ayrıntılı tasvirler yapılmış, bu tasvirler yardımıyla kişilerin
psikolojileri de ortaya konmuştur. Toplum dışına itilmiş yoksullar, kötü yola
düşmüş kadınlar, işçiler, köylüler, hırsızlar ve ayyaşlar natüralist yazarların
en çok anlattığı kişilerdir.
İnsan
psikolojisiyle fizyolojisini birbirine bağlı kabul eden natüralistler
eserlerinde kahramanların fiziksel ve psikolojik özelliklerini çok ayrıntılı
olarak verirler.
Natüralistler
sosyal çevrenin insan üzerinde yaptığı etkileri derinlemesine araştırmışlar,
bir anlamda kendilerini bilim adamı, toplumu laboratuar, insanı da deneme,
inceleme aracı olarak görmüşlerdir.
Natüralist
eserlerde dil doğal ve yalındır. Biçim güzelliği ve üslup kaygısı yoktur. Bunun
yerine halkın kolayca anlayabileceği yalın ve anlaşılır bir dil kullanılır. Roman
ve öykü kahramanları, sosyal sınıflarına uygun bir dille konuşturulur. Betimleme
en önemli anlatım biçimi olarak dikkat çeker.
Natüralizmde
en çok roman, öykü ve tiyatro türleri gelişmiştir. Her eserde savunulan bir
“tez” mutlaka vardır.
Tiyatroda
kostüm ve dekora önem veren natüralistlerin eserlerinde, genel olarak
kötümserlik havası hâkimdir.
Natüralizmin
Temel İlkeleri
Natüralizm,
evrendeki her şeyin doğanın bir bileşeni veya ürünü olduğuna inanır. Bu
anlayışa göre doğaüstü diye bir şey yoktur. Her şey biyoloji, kimya, fizik gibi
bilim dallarıyla açıklanabilir. Doğaüstü bir şey varsa da doğal dünyayı gözle
görülür bir biçimde etkilemez.
Bu
doğrultuda natüralizmin temel ilkeleri şu biçimde sıralanabilir:
Çevresel
etkiler:
Natüralizm, insan davranışlarını ve karakterlerini çevresel etmenlerin
belirlediğini vurgular. Bunlar; aile ilişkileri, sosyal çevre ve ekonomik
şartlar gibi etkenlerdir. Yani insanlar kendi iradeleriyle değil, dış
etmenlerin etkisi altında hareket ederler.
Bilimsel
yaklaşımlar:
Natüralist yazarlar eserlerini bilimsel gözlemlere ve analizlere dayandırır. Bu
nedenle; psikoloji, sosyoloji, fizyoloji, biyoloji gibi bilim dallarından
yararlanır.
Gerçekçilik: Natüralist eserlerde gerçekçi bir
anlatım kullanılır. Olaylar ve karakterler gerçek dünyadaki gibi betimlenir.
Eserlerde ayrıntılı ve nesnel bir dil kullanılır.
Toplumsal
eleştiri:
Natüralist eserlerde genellikle toplumsal koşullar ve sınıf farklılıkları
işlenir. Natüralist yazarlar, toplumdaki alt sınıfların yaşam şartlarını ve
çektiği sıkıntıları dile getirerek toplumsal eleştiride bulunurlar. Buna bağlı
olarak yoksulluk, ahlaki çürüme ve kanunlar en çok işlenen konular arasında yer
alır.
Natüralizmin
Başlıca Temsilcileri
Hippolyte Taine,
Goncourt Kardeşler, Emile Zola, Guy de Maupassant, Alphonse Daudet, Joris Karl Huysmans,
Gerhart Hauptmann, Jose Maria Eça de Queiros, Stephan Crane, Frank Norris, Jack
London, Theodore Dreiser
Türk
Edebiyatında Natüralizm
Türk
edebiyatına natüralizm, deneye dayalı bilimlerin en etkili savunucularından
Beşir Fuad’ın etkisiyle girdi. Beşir Fuad, roman ya da öykü yazarı değildi,
ancak bazı yazılarında natüralizmin temel ilke ve yöntemlerini savunarak
dönemin yazarlarını etkiledi.
Tanzimat
döneminde natüralizm, realizm ile birlikte düşünülmüş ve hakikiyun adıyla tartışılmıştır.
Türk
edebiyatının ilk natüralist özellikler taşıyan romanı, Ahmet Mithat Efendi’nin
1891’de yazdığı “Müşehedat” adlı
romandır. Ahmet Mithat, hiç taraftar olmadığı bu anlayışa dair bir eser verme
iddiasıyla yola çıkmış ancak bu anlayışı yermekten de kendini alamamıştır. Ona
göre natüralizmin kötülükleri ve çirkinlikleri anlatması gayri ahlakidir ve
toplumu bu tarz eserlerden uzak tutmak gerekir.
Dönem
içersinde natüralizmi savunan Nabizade Nazım, “Karabibik” adlı eserinin önsözünde natüralizmin ahlak bozucu olmadığını
savunur. Halit Ziya, bu tartışmalardan geri kalmayarak “Hikâye” adlı eserinde natüralizmi ve realizmi “Hakikiyun” başlığıyla savunur.
Bu
akımın Türk edebiyatındaki en önemli temsilcisi Hüseyin Rahmi Gürpınar’dır.
Onun romanlarında işlediği ahlak çöküşü, kötülük ve karamsarlık bu akıma yakın
taraflarıdır. Bunun yanında sosyal eleştiriye girmesi, deneysel yöne ağırlık
vermemesi de diğer özellikleridir. Aynı zamanda kendi yargıları doğrultusunda
toplumun, hep yanlış ve çıkarcı bir görüntü vermesi de natüralist anlayıştan
etkilendiğinin bir göstergesidir.
Nabizade
Nazım’ın yazmış olduğu “Karabibik”
adlı eser Türk edebiyatındaki ilk natüralist roman olarak kabul edilir.
Türk
edebiyatında natüralizm akımı Servetifünun edebiyatı döneminde de etkisini
sürdürmüştür. Servetifünun, Osmanlı devletinin son dönemlerinde Batının
etkisiyle oluşan bir edebiyat hareketidir. Bu dönemde natüralizmin etkileri pek
çok yazarın eserlerinde kendini göstermektedir.
Hüseyin
Cahit Yalçın, bu akımın önde gelen temsilcilerinden biridir. Onun eserleri,
insan davranışlarının altında yatan nedenleri açıklarken, çevresel etkenleri ve
doğal dürtüleri de yansıtmaktadır. Hüseyin Cahit’in “Mürebbiye” adlı eserinde natüralizmin etkileri açıkça görülmektedir.
Ahmet
Rasim, bu akımın etkili isimlerinden biridir. Onun eserlerinde insan
davranışlarının altında yatan nedenlerin olgusal bir şekilde ele alındığı
görülür. Ahmet Rasim’in “İki Arkadaş”
ve “Felatun Bey ile Rakım Efendi”
adlı eserlerinde natüralizmin etkileri görülür.
Halit
Ziya Uşaklıgil, natüralizmin özelliklerini eserine yansıtan bir diğer yazardır.
Uşaklıgil’in “Mai ve Siyah” adlı
eseri, insan davranışlarının altında yatan psikolojik faktörleri olgusal bir
şekilde ele almaktadır.
Natüralizm,
Türk edebiyatında gerçekliğin zenginleşmesi, yeni konuların bulunması, insan
yaşamına uygun bir anlatımın gelişmesi bakımlarından önemli katkılar
sağlamıştır.
Kaynaklar