Sefiller Roman İncelemesi
Eser Hakkında
Victor Hugo tarafından yazılan
“Sefiller” adlı roman, bir döneme ışık tutan klasikleşmiş bir eserdir. İlk
olarak 1862 yılında yayınlanan roman, 19. yüzyılın en büyük eserlerinden biri
olarak kabul edilir. Roman, ekmek çaldığı için mahkûm olan Jean Valjean’ın
yaşam mücadelesi üzerine kurulmuştur.
Romanın Özeti
Jean
Valjean, bir somun ekmek çaldığı için beş yıl kürek mahkûmiyetine çarptırılır. Birkaç
kez kaçmaya çalıştığı için mahkûmiyeti 19 yıl sürer. Hapisten çıkınca mahkûm
olduğunu gösteren belgeler yüzünden herkes ona kötü davranır. Toplum tarafından
dışlanan Jean Valjean’a sadece bir piskopos iyi davranır. Jean Valjean, piskoposun
gümüş takımlarını çalarak kaçar. Polis onu şamdanlarla birlikte yakalar. Ancak
piskopos şamdanları Jean Valjean’a kendisinin verdiğini söyleyerek onu
mahkûmiyetten kurtarır. Bu durum Jean Valjean’ın hayatında yeni bir dönüm
noktası olur.
Valjean,
Madaleine adıyla iş hayatına atılır. Bu sayede zengin olup belediye başkanı
seçilir. Bir gün Fantine adlı bir kadını polisin elinden kurtarır. Başka bir
gün devrilmiş bir arabadan kol gücüyle birini kurtarınca Müfettiş Javert’in
dikkatini çeker. Javert yıllardır peşinde olduğu kürek mahkûmu Jean Valjean’ı
hatırlar. Valjean, kendisinin yerine başka birinin yakalanıp hapse atıldığını
öğrenince her şeyi itiraf edip teslim olur. Tekrar mahkûm olan Valjean bir
fırsatını bulup kaçar.
Valjean,
ölmek üzere olan Fantine’nin yanına giderek kızını bulup ona bakacağına dair
söz verir. Bu sırada Javert kendisini tutuklamak üzere gelir. Valjean, oradan
kaçar ve Fantine’nin kızı Cossette’i bulur. Thenardier ailesinin yanında
yaşayan kızı yanına alır ve kimsenin kolay kolay giremediği rahibe yetiştiren
bir manastırda bahçıvanlık yapmaya başlar. Buradaki okul sayesinde Cossete’nin
öğrenim sorunu da çözülmüş olur. Sekiz yıl burada kaldıktan sonra bir eve
taşınırlar. O sıralarda şehirde büyük bir huzursuzluk vardır.
Cossette,
büyümüş genç bir kız olmuştur, aynı zamanda Marius adlı bir genci sevmektedir.
Marius, idealist düşünceleri olan devrimci bir gençtir. Şehirde çıkan isyan
hareketine katılır. Valjean, barikatta Marius’u aramaya başlar. Barikatta casus
olarak yakalanan ve öldürülmek üzere olan Javert’in kaçmasına göz yumar. Barikattaki
isyancıların hepsi öldürülür. Valjean, Marius’u yaralı olarak kurtarır.
Marius’u hastaneye götürürken yolda Javert ile karşılaşır. Javert, hastaneye
gitmesi için Valjean’ı bırakır. Ancak bütün değer yargıları yıkılan Javert
kendini Seine Nehrine atarak intihar eder.
Kurtarıcısının
kim olduğunu bilmeyen Marius, Cossette’in bakımı sayesinde iyileşir. Cosette ve
Marius evlenirler. Marius, tüm gerçeği ve kendisini kimin kurtardığını öğrenir.
Çok yaşlanan Jean Valjean çok sevdiği kızı Cossette’i bir kez daha görmenin
bahtiyarlığı içinde hayata gözlerini yumar. Başucunda kendisine hediye edilen
şamdanlar durmaktadır.
Kişiler
Jean
Valjean
Romanının
başkahramanıdır. Fransa’nın yoksul kesiminden seçilmiş bir kişidir. Bir somun
ekmek çaldığı için ömrünün 19 yılını kürek mahkûmu olarak geçirmiştir. Oldukça
güçlü bir yapıya sahiptir. Piskoposla tanışıncaya kadar hırsızlık yapan asi
yaradılışlı bir kişiyken daha sonra yardımsever bir insan olmuştur. Kendini
yaşadığı çevreye sevdirmiş, zengin olmuş, belediye başkanlığına kadar
yükselmiştir.
Jean
Valjean’ı romanda iki farklı kişilikte görürüz. Birinci döneminde hırsızlık
yapan, kural tanımaz asi bir mahkûm, ikinci döneminde varlıklı, sevilip
sayılan, yardımsever bir vatandaş. Ayrıca kendi yerine başka birinin mahkûm
olmasını kabul edemeyen vicdan sahibi bir karakterdir.
Dedektif
Javert
Önce
hapishane gardiyanı, sonra bir polis müfettişi olan Javert, yasalara sıkı
sıkıya bağlılığı, her türlü suçluya duyduğu tavizsiz tutumu ve Jean Valjean’ı
yakalama takıntısı olan bir kişidir. Görevi ile vicdanı arasında kalınca
intihar etmeyi seçmiştir.
Fantine
Paris’te
zengin bir öğrenci tarafından hamile bırakılan, terk edildikten sonra kızı
Cosette’ye tek başına bakmak zorunda kalan, bu uğurda çeşitli fedakarlıklar
yapan bir kadındır. Bütün ömrü yoksulluk ve sefalet içinde geçmiştir.
Cosette
Cosette,
Fantine’nin evlilik dışı ilişkisinden olan kızıdır. Cosette, önce
Thenardierlerin yanına evlatlık olarak verilir. Orada çeşitli eziyetlere maruz
kalır. Daha sonra Jean Valjean onu himayesine alarak büyütür. İyi bir eğitim
görmesini ve mutlu bir evlilik yapmasını sağlar.
Marius
Marius,
idealleri olan devrimci bir gençtir. Cosette’i sevmektedir. Paris’te haziran
isyanına katılmış, Jean Valjean tarafından yaralı olarak kurtarılmıştır. Avukat
olduktan sonra Cosette ile evlenerek mutluluğu yakalamayı başarmıştır.
Piskopos
İnsanların
kötü olarak doğmadığına inanan, düşkünlere yardım eden inançlı bir din
adamıdır. Piskopos, örnek davranışlarıyla Jean Valjean’a doğru yolu gösterir ve
onun değişmesinde önemli bir rol oynar.
Thenardierler
Madam Thenardier ve Mösyö Thenardier, acılarından dolayı
toplumu suçlayan sıradan işçilerdir. Romanın başlarında bir han sahibidirler ve
müşterilerini aldatarak geçimlerini sağlarlar. Hanı iflas ettirip
kaybedildikten sonra isimlerini Jondrette
olarak değiştirirler. Hayatlarının geri kalan kısmını dilencilik ve küçük
hırsızlıklar yaparak geçirirler. Romanda acımasız, vicdansız ve kötü niyetli
karakterler olarak tasvir edilirler.
Gavroche
Paris
sokaklarında yaşayan bir çocuktur. Adı sokak çocuğuyla eş anlamlı hale
gelmiştir. Gavroche, romanda kısa ama önemli bir rol oynar.
Diğer kişiler
Azelma, Bamatobois,
Taussaint, Epopine, Enjoiras, Grantaire, Courfeyrac, Champmathieu, Chenildieu
Mekân
Olayların
yaşandığı yer Paris’tir. Romanda Paris’in o dönemdeki mimari yapısı ve
insanların yaşadığı ortam ayrıntılı olarak verilir.
Zaman
Roman,
1815 ile 1832 yıllarını kapsamaktadır.
Romanın Konusu
ve Teması
Jean
Valjean’ın yaşam mücadelesini konu alan romanda; adalet, merhamet, aşk,
siyaset, din, ahlak, monarşizm, geçim sıkıntısı ve aile kavramı gibi temalar işlenmiştir.
Romanın Türü
Romantizm
akımının
özelliklerini taşıyan eser, aynı zamanda tarihi bir döneme ışık tutması
bakımından tarihi roman özellikleri de taşımaktadır.
Dil ve Anlatım
Eser
Fransızcadan çeviridir. Romanın genelinde duygusal bölümler ağır basar. Bu
bölümlerde kişilerin iç ve dış dünyaları ustalıkla yansıtılmıştır. Olayların
anlatımı akıcı, tasvirler ayrıntılıdır.
Roman
beş cilde ayrılmıştır. Her cilt birkaç kitaba ve bölümlere ayrılmıştır. Eserde
toplam 48 kitap ve 365 bölüm vardır. Bölümler kısadır, birkaç sayfadan fazla
sürmez. Fransızca orijinal basımında 1900, Türkçe çevirilerinde ise 2000
sayfadan oluşan roman standartlara göre oldukça uzundur.
Anlatıcının
Bakış Açısı
Roman,
ilahi (hâkim) bakış açısıyla
yazılmıştır. Yazar, her şeyi duyar, görür ve bilir.
Genel Değerlendirme
Sefiller sadece
Fransa’da değil tüm dünyada büyük bir başarı yakalamıştır. Eser, sadece
edebiyat alanında değil müzik, sinema ve tiyatro gibi alanlarda da kendini
göstermiş, geniş kitlelere yayılmıştır.
Tarihi
bir döneme ışık tutan roman, aynı zamanda romantizm akımının da özelliklerini
taşımaktadır. İnsanlığın önemli sorunlarını derinlemesine işleyen eser, geniş
okur kesimleri tarafından ilgi görmüş, çok okunan klasik romanlar arasında
yerini almıştır.