Yaşlı Adam ve Deniz Roman İncelemesi
Eser Hakkında
“Yaşlı Adam ve Deniz”, diğer
adıyla “İhtiyar Balıkçı” Ernest Hemingway
tarafından yazılmış kısa bir romandır.
Hemingway,
bu romanı Küba’da kaleme almıştır. İlk defa 1952 yılında yayınlanan eser, 1953 yılında
Pulitzer Ödülü, 1954 yılında Nobel Edebiyat Ödülü kazanmıştır
Romanın Özeti
Gulf Stream’de
küçük teknesiyle tek başına avlanan yaşlı bir balıkçı vardı. Yaşlı balıkçı, seksen
dört gündür denizden tek bir balık bile tutamadan dönüyordu. İlk kırk gün
yanına Manolin adında bir çocuk almıştı. Ancak çocuğun ailesi, sürekli eli boş
dönen ihtiyar balıkçıda bir uğursuzluk olduğuna inanarak, çocuğu onun yanından
alıp, şanslı olduğuna inandıkları başka bir balıkçının yanına vermişlerdi.
İhtiyar
balıkçının her gün balık tutamadan dönüşü çocuğu çok üzüyordu. Küçük Manolin, ustası
olarak gördüğü ihtiyar balıkçıya büyük hayranlık duyuyordu. Bu nedenle yanından
ayrılmasına rağmen ona her türlü yardımda bulunuyor, boş zamanlarında onunla
vakit geçiriyordu.
İhtiyar
balıkçı, ertesi gün daha güneş doğmadan, hayalini kurduğu kılıçbalığını tutmak
umuduyla denize açılır. Yaşlı adam, bu defa çok uzaklara açılmaya karar verir.
Ortalık iyice ağarmadan uçları yemli oltaları suya atarak güneşin doğuşunu
izlemeye başlar. Aradan birkaç saat geçer. Bu esnada yaşlı adam, bir kuşun denize
doğru süzülmekte olduğunu görür. Çok geçmeden oltanın ipleri gerilmeye başlar.
Oltaya yakalanan irice balığı yem yapmak amacıyla tekneye atar.
Yaşlı
adam, sahilin yeşil çizgisi gözden kaybolup güneş ortalığı iyice ısıttığı bir
sırada, büyük bir balığın zokayı yuttuğunu görür. Oltaya takılan kılıçbalığı,
çok büyük ve çok güçlüdür. Balık, tekneyi sürüklemeye başlar. İhtiyar balıkçı,
diğer oltaların ipinden ekleme yaparak oltanın boyunu uzatır. Bir süre sonra
hava kararır ancak balık tekneyi sürüklemeye devam eder. Yaşlı adam, ne olursa
olsun balığa yenilmeyecektir. Çok yorulmasına rağmen mücadeleye devam eder. İhtiyar
acıkınca daha önce yakalamış olduğu balıktan yemeye başlar. Suyu da çok az
kalmıştır.
Balık uzun
süre gittikten sonra nihayet su yüzüne çıkar. Yaşlı adam, balığı görünce çok
heyecanlanır. Bu hayatında tuttuğu en büyük balıktır. Yaşlı adam, büyük bir
mücadele sonucu su yüzüne çıkardığı balığı, zıpkınıyla kalbinden vurarak öldürür.
Balığı teknenin yan tarafına sıkıca bağlayan ihtiyar, sahile doğru kürek
çekmeye başlar.
Denizde
bir süre yol aldıktan sonra sularda hareket görür. Kokuyu alan köpek balıkları
tekneye saldırıya geçer. Balıkçı elindeki zıpkınla köpekbalıklarının bir
kısmını öldürür. Ancak zıpkını kırılır. Bu arada köpekbalıkları da balıktan
birkaç parça koparmıştır.
Yaşlı
adam, küreklerden birini zıpkın haline getirir. Bir süre sonra köpekbalıkları
tekrar ortaya çıkar. Yaşlı adam, elindeki kürekle büyük bir mücadele verse de
köpekbalıkları, kılıçbalığından parçalar koparmaya devam eder. Kıyıya
vardığında kılıçbalığından geriye pek bir şey kalmamıştır. İhtiyar balıkçı, teknesini
kıyıya yanaştırıp bağladıktan sonra evinin yolunu tutar.
Sabah
olduğunda çocuk, yaşlı adamın teknesini görür. Teknenin etrafı bir hayli
kalabalıktır. Herkes ihtiyarın tuttuğu balıktan kalanlara bakmaktadır. Çocuk,
teknenin yanına inmeden hızla yaşlı adamın evine gider. Eve varınca onun
uyumakta olduğunu görür. İhtiyar gözlerini açıp çocuğa gülümser. Çocuk ona
sıcak bir kahve verir. Yaşlı adam, çok yorgundur. Çocuk, sahile doğru giderken
yaşlı adam tekrar uykuya dalar. Sahilde ise meraklı kalabalık kılıçbalığından
arta kalanlara bakmaktadır.
Kişiler
Santiago
Santiago,
Gulf Stream’de küçük teknesiyle tek başına avlanan yaşlı bir balıkçıdır.
Yaşlı balıkçı, zayıf, kavruk yüzü kederli, ensesi
kırış kırış bir adamdır. Yanakları güneşin tropik denizlerde meydana getirdiği
yansımaların esmer lekeleriyle kaplıdır. Elleri, oltasına takılan ağır
balıkları çekerken açılan yarıklarla yol yoldu. Ne var ki bu yarıkların hiçbiri
taze değildi. Bir çöl kuraklığını andıran balıksız günler kadar eskiydi bunlar.
Yenilmemişlerin neşesiyle ışıl ışıl yanan deniz rengi gözlerinden başka her
şeyi kocamıştı ihtiyarın.
Manolin
Manolin,
balıkçılığı öğrenmek için küçük yaşta ihtiyar balıkçının yanına verilmiş
çocuktur. Küçük çocuk, yaşlı balıkçıya büyük saygı, sevgi ve hayranlık duymaktadır.
Ailesinin zoruyla yaşlı balıkçının yanından alınıp başka bir balıkçının yanına
verilse de ona karşı saygı, sevgi ve ilgisinde hiç eksilme olmaz. Yaşlı
balıkçı, zaman zaman onu özlemekte ve yokluğunu hissetmektedir.
Mekân
Hikâye, Küba’da
Gulf Stream adlı bir sahil kasabasında ve açık denizde geçmektedir.
Zaman
Eser, yaşlı balıkçının seksen dört
gün boyunca balık tutamamasının ardından, denizde geçirdiği 5 günü
kapsamaktadır.
Anlatıcının Bakış Açısı
Roman ilahi (hâkim) bakış açısıyla
anlatılmıştır. Anlatıcı yaşanmış ve yaşanacak her şeyi bilir, görür ve duyar.
Bu durum kişilerin aklından geçeni okumaya ve psikolojilerini yansıtmaya kadar
uzanır. Anlatıcı olayların dışındadır. Olaylar üçüncü tekil şahıs tarafından anlatılır.
Romanın Konusu ve Teması
Romanda, insanın doğayla mücadelesi
anlatılır. Yaşlı balıkçının hayalini kurduğu büyük kılıçbalığını yakalaması ve
geriye dönüşü romanın konusunu oluşturur. Bununla birlikte eserde; başarma
azmi, talih, umut, cesaret, merhamet gibi insani duygular işlenmiştir.
Romanın Türü
Eser, “kurgusal edebi roman” tarzında
yazılmıştır.
Dil ve Anlatım
Eser, okuyucuyu yormayan sadelikte,
yalın, açık ve akıcı bir anlatımla yazılmıştır.
Yazar, yaşlı balıkçının iç dünyasını
onu kendi kendine konuşturarak ince düşünülmüş bir anlatım tarzıyla bize
aktarır. Bu konuşmalarda; umut, mücadele, başarma azmi, kaybetme korkusu,
doğaya ve insanlara bakış açısı samimi bir ifadeyle dile getirilmiştir.
Genel Değerlendirme
Eserde
doğa insan çatışması eşsiz bir anlatım tarzıyla derinlemesine işlenmiştir.
Her
okuyanda farklı izlenimler bırakan eser, insanın iç dünyasının karmaşıklığını
ve toplumun bireylere olan etkisini derinlemesine yansıttığı için her dönemde
çok okunan romanlar arasında yerini almıştır.